Κατειλλημένο Κοινωνικό Κέντρο Ζιζάνια - Zizania
Short url:
Nisan 2021 - Viktoria’da yeni bir işgal evi açılıyor, Ζιζάνια (Zizanya - Ayrık Otları) sosyal merkezi. Öz örgütlenme, toplumsal eylemlilik, kolektif direniş ve komünite inşası için bir semt mekanı olarak düşünülen bu merkezde düşüncelerimizi, yemeğimizi, çayımızı kahvemizi ve hayal edebileceğimiz diğer her şeyi paylaşacağız. Freeshoptan kıyafet almak için, ücretsiz saç kesimi için, film gösterimleri için, öğrenmek ve okumak için, atölye çalışmaları ve toplantılar düzenlemek için Zizania’da buluşalım. Bu yeni işgali daha fazla kamusal alanın özgürleşmesine doğru bir adım olarak kutlayalım. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirelim çünkü mücadelemizi şekillendiren ve üstlenen bizleriz. Diğer insanlara, kurumlara ya da daha elverişli koşulların oluşmasına bel bağlamak zorunda değiliz.
Ζιζάνια ile öncelikle devletin ve toplumun ırkçı, cinsiyetçi, kapitalist şiddetinden arındırılmış, nefes alabileceğimiz bir alan yaratmayı hedefliyoruz. Farklı deneyimlerden, kökenlerden, kimliklerden ve yaş gruplarından, farklı dilleri konuşan ve farklı görüşlere sahip insanlar arasında bir etkileşim ve alışveriş alanı tahayyül ediyoruz. Bu şartları birbirimizle tanışarak, çeşitli toplulukların kendi içindeki ve birbirleri arasındaki ilişkileri güçlendirerek ve mücadelelerimizi birleştirerek birlikte yaratmamız ve somutlaştırmamız gerekiyor. Çok uzun zamandır böyle bir işgali sadece hayal ediyorduk ve bu hayali kuran yalnız biz değildik. Şimdi harekete geçmek istiyoruz. Bu anlayışla, bu alanı birlikte nasıl şekillendirebileceğimizi tartışmak üzere, sizi sorunlarınızla, fikirlerinizle, girişimlerinizle ve mücadelelerinizle beraber davet ediyoruz.
Viktoria’da yaşıyoruz, birbirimizle burada tanıştık ve farklı şekillerde bu mahallenin süreğen mücadelesinin bir parçasıyız. Burada yaşamak bize, içinde bulunulan çok katmanlı krizi –ekonomik baskı, kayıt dışı çalışma, sınırlardaki şiddet, sağlık sistemindeki başarısızlık, karantina önlemleri ve genel korku ve endişe hali şeklinde kendini gösteren krizi– açık bir şekilde gözlemleme ve deneyimleme imkanı sağlıyor. Bu mahallede, Yunanistan ve Avrupa'nın hızlı bir şekilde faşizme doğru dönüşünü gözlemliyoruz. Milliyetçi retoriklerin yüceltildiğini, kamusal alanlarımızın militarize edildiğini, okullardaki, üniversitelerdeki, sokaklardaki şiddetin arttığını, düşük ücretli emekçilere uygulanan baskının yüceltildiğini ve direnişin kontrol altına alınmaya çalışıldığını görüyoruz. Viktoria hep ötekileştirilmişlerin, göçmenlerin, eşcinsellerin, seks işçilerinin, uyuşturucu bağımlılarının, yoksulların, özetle devletin ve toplumun dışarıya ittiği insanların mahallesiydi ve hala da öyle. Bugün bu ötekileştirme, ırkçı polis kontrolleri, faşist saldırılar, cinsiyetçi taciz, zorunlu toplumsal tecrit ve barınma güvencesizliği aracılığıyla sürdürülmektedir. Son zamanlarda hepimizin deneyimlediği bir şey ise sosyal mekanların eksikliğidir, çünkü meydanlarımız polisler tarafından işgal edilmiş ve kapitalist çıkarlar için kullanılmak üzere ele geçirilmiştir.
Devlet ve faşist müttefikleri, halkı Viktoria'daki sorununun kapitalist yabancılaşma, sosyal hizmetlerin eksikliği ve komünite eksikliği değil göçmenler olduğuna ikna etmek için uzun zamandır ırkçı retorikleri, eylem ve baskı yöntemlerini kullanmaktalar. Bu durum 2020 yazında mültecilerin Plateia Viktoria'da yaşamaya zorlanması, temel ihtiyaçlara erişimlerinin engellenmesi, çevredeki dükkan sahipleri tarafından taciz edilmeleri ve nihayetinde kendi istekleri dışında ülke çapındaki kamplara ve hapishanelere nakledilmeleriyle yeni zirvelere ulaştı. Aynı zamanda Bogdanos ve Kasidiaris'in eşlik ettiği faşistlerin meydanda boy gösterisi yapmaları Altın Şafak üyelerinin Agios Panteleimonas çevresinde insanları avlayıp dövdüğü günlerden kalma travmaları canlandırdı.
Viktoria, Yunanistan'ın dış sınırlarının şiddetini (yeniden) üreten bir iç sınır işlevi üstlenmiş durumda. Tıpkı Adalar ve Meriç gibi Viktoria da evden çıkarmaların, (sınır dışına) geri atılma tehditlerinin sürekli yaşandığı ve sağlık hizmetlerine erişimin olmadığı bir yerdir. Bu yöntemler devlet tarafından göç eden insanları kalmaktan caydırmak ve kendi kaderlerini belirlemekten alıkoymak için kullanılıyor. Bu arada Viktoria bir sürü boş binalar ve özelleştirilmiş arsalarla doldu. Toplumsal mekanlardan yoksun kalan insanların ataerkil yöntemlerine, insanlık dışı "savunmasızlık" kriterlerine, vurgunculuk hedeflerine ve sundukları süreksiz çözümlere rağmen güvenmek zorunda bırakıldığı STK'lar Viktoria’yı doldurdu.
Bu duruma karşı basit yanıtlarımız ve çözümlerimiz varmış gibi davranmayacağız. Bizim için ileriye giden yol, bizi buraya getiren kapitalist ve legal yapılara direnmek ve bunlarla karşı karşıya gelmektir. Polislere, devlete, emlak sermayesine, ataerkiye, kiliseye ve gündelik umursamazlığa karşı işgalde bulunuyoruz. Bunu, mücadelelerimizi birlikte sürdürmek ve mahallede hayate geçirmek amaçlı radikal bir hareket olarak görüyoruz. Terk edilmiş alanlara yeni bir hayat vermek ve yeni olasılıklara alan açmak için işgal ediyoruz. Mahallede bir komünite inşa etmek için devlete veya STK'lara güvenemeyiz. Kendimize ve ilişkilerimize güvenelim.Bu adımı atarak, Viktoria'yı karakterize eden illegalliği ve güvencesizliği açıkça sahipleniyoruz. Sahiden bugün burada yasa dışı ilan edilmemiş ne kaldı ki? Meydanda veya kullanılmayan binalarda uyumaktan başka çaresi kalmamış insanlara bunu yasak olduğu söyleniyor ve bu insanlar polis tarafından avlanıyor. Gündüz sokakta takılmaya bile zar zor müsamaha gösteriliyor ve politik olarak örgütlenmek para cezalarını, tehditleri ve göz hapsinde tutulmayı kabul etmekle eş değer hale geliyor. Polis devleti insanları kriminalize etmek için elinden geleni ardına koymuyor. Burada açıkça yasal olan şey yalnızca devletin, polisin ve mülk sahiplerinin yöntemleridir: evden çıkartmalar, artan kiralar ve ırkçı taciz. Bugün işgal ediyoruz ve işgal etmeye devam edeceğiz çünkü işgal etmenin yeni ilişkiler kurmak ve mevcut yapıları yıkmak için elimizdeki en önemli araçlardan biri olduğunun farkındayız. Yasal sınırların içinde kalmayı umursamıyoruz, hatta tam aksine tüm bu normları, ekonomik sınırlamaları ve sınırları ortadan kaldırmak ve yıkmak için çalışıyoruz.
Müşterek yardımlaşma, etkin dayanışma, kapsayıcı ve yatay örgütlenme metodlarıyla komünitemizi şekillendirecek ve inşa edeceğiz. Bu şartlarda mücadele etmek ve devlet yabancılaşmasını kırmak için ilişkiler kurmak isteyen bütün mahalleye kapımız açıktır. Bireyleri ve grupları bize ulaşmaya davet ediyoruz. Birlikte, devletin ve toplumun baskılarıyla kışkırttığı ve üzerinde sermaye biriktirdiği bölünmeleri yıkmak, mahallenin yaratıcı ve güçlü çokkültürlü potansiyelini ortaya çıkarmak istiyoruz. Mahallemizde anti-faşist bir mevcudiyeti ve bilinci hakim kılmaya ve ilişkilenmeyi ve yaratımı mümkün kılarak güç ve korku dengesini statükonun aleyhine çevirmeye çalışıyoruz. Böyle bir genel toplumsal bağlamda, eskiden de işgal evi olan ve özerk bir arşiv olarak kullanılan bir binayı işgal etmeyi seçerek, Viktoria’nın karmaşık tarihinin bir parçası olan işgal, mücadele ve direniş mirasını da yeniden canlandırmaya çalışıyoruz. Kendimize Ζιζάνια (Zizanya) adını verdik çünkü yabani otlar gibi, kaosun ortasında, tüm kontrole rağmen, tekrar tekrar büyüyor ve gelişiyoruz.
Ζιζάνια’da, sokaklarda, Viktoria’da buluşalım.
HER ŞEY BİZİM ÇÜNKÜ HER ŞEY ÇALINTI!
TOPYEKÜN ÇÜRÜMEYE KARŞI ON, YÜZ, BİNLERCE İŞGAL!
opening times:
Tuesday at 7 pm: Solidarity with Migrants open assembly
Wednesday at 6 pm: Collective social kitchen
categories:
- action/protest/camp
- book shop/info shop/library
- course/workshop
- discussion/presentation
- film
- (free) shop/market
- meeting